Tıp Fakültelerindeki 6. Sınıf Öğrencilerinin İntörn Hekimlik Uygulamalarına Devam Etmesi Hakkında Basın Bildirisi

Bildiri Türü
Basın Bildirisi
Ay
Mart
Yıl
2020
Bildiri Metni

Tıp Fakültelerindeki 6. Sınıf Öğrencilerinin İntörn Hekimlik Uygulamalarına Devam Etmesi Hakkında

Avrupa Tıp Öğrencileri Topluluğu - Türkiye (EMSA Türkiye) & Türk Tıp Öğrencileri Birliği (TurkMSIC)

 

Giriş ve Arka Plan

Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre 16 Mart 2020 tarihi itibariyle, dünya genelinde 167.515  kişiye Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) tanısı konmuş ve 6606 kişi bu hastalık sonucunda hayatını kaybetmiştir. Yine aynı rapor ışığında, Dünya Sağlık Örgütü gündemdeki bu pandemiyi hem bölgesel hem de küresel anlamda “çok yüksek” risk grubunda değerlendirdiğini de açıklamıştır.[1] Ülkemizde de ilgili hastalığın insidansı incelendiğinde, COVID-19 riskinin Türkiye sınırları içerisinde de gittikçe arttığını söylenebilir. 

 

Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile COVID-19’a karşı alınacak önemler konusunda yapmış olduğu görüşme sonucunda, 13 Mart 2020 tarihinde “Koronavirüs Bilgilendirme Notu: 1” aracılığıyla alınan kararları yayımlanmıştır. Bütün yüksek öğretim kurumlarının 16 Mart 2020 tarihinden itibaren 3 hafta süreyle eğitime ara vereceğini açıklayan bu bilgilendirme notunda, 12. madde aşağıdaki gibidir:

 

“Tıp Fakültesindeki intörnlerin gerektiğinde, gönüllü olarak talep etmeleri ve üniversitece uygun görülmesi halinde sağlık hizmet sunumunda görev alabilmesine karar verilmiştir.” [2]

 

Ne var ki, 16 Mart 2020 tarihinde YÖK’ün almış ve üniversitelere resmi bir yazı aracılığıyla yollamış olduğu kararlar arasında, “Üniversitelerimizin tıp fakültesi hastaneleri/sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde görev yapan bütün personelin yasal mazeretleri (evlilik, ölüm, analık, hastalık ve refakat) hariç yıllık izinleri durdurulmuştur” kararının yanısıra “Tıp fakültesindeki intörnlerin, intörnlük uygulamalarına devam etmeleri hususuna ilgili üniversite rektörlüklerince karar verilecektir" kararına da yer verilmiştir.[3] Dolayısıyla, tıp fakültesindeki intörnler hakkında alınan bu ikinci karar ile, “Koronavirüs Bilgilendirme Notu: 1”in 12. maddesindeki karar iptal edilmiştir. 

Tartışma

Türkiye’de tıp öğrencilerini temsil etmek amacıyla faaliyetlerini sürdüren iki organizasyon olarak tıp fakültesindeki intörnlerin, intörnlük uygulamalarına devam etmesi üzerine alınan karar hakkında aşağıdaki nedenlere binaen çekincelerimizin ve soru işaretlerimiz bulunmaktadır.

 

İntörnlük uygulamalarının devamı konusunda kararın üniversite rektörlüklerine bırakılırken, uygulamaların devamına veya iptaline yönelik verilecek kararların alınması için herhangi bir rehber bilgi, gerekçe veya kriter belirtilmemiştir. Bundan dolayı, alınabilecek her türlü kararın tarafsız veya hastanelerdeki iş gücünün artırılması ile intörn hekimlerin sağlığı arasında bir çıkar çatışmasından uzak olduğunu teyit edebilecek hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bahsi geçen bu taraflı kararların ortaya çıkmaması adına, YÖK’ü verilen kararlar ve kararların uygulanma yöntemleri konusunda gözlem ve inceleme yapmaya çağırıyoruz.

 

Dahası, intörn hekimlerin uygulamalarına devamı konusunda karar alan tıp fakültelerinin bir bölümünde, intörn hekimlerin uygulamalara devam etmek istememesi durumunda bu öğrenciler mezun edilmemek ile tehdit edilerek Türk tarihinden örnekler ile onur kırıcı ithamlara maruz bırakılmaktadır. Bulaşıcılık riskinin bu kadar yüksek olduğu hastane ortamlarında çalışmak konusunda, yalnızca sağlayacakları sağlık hizmetleri esnasında kendi sağlıklarını korumaya yönelik yeterli önlem bulunmadığı kanaatinde oldukları için göreve çağrıya icabet etmeyen intörn hekimlerin bu tarz tehditlere ve ithamlara maruz bırakılmaması gerektiğini savunuyoruz. Bu gibi söylemlerin halkın sağlık çalışanlarına karşı nefretini körükleyebileceğine inanıyor ve sağlık çalışanlarına şiddetin kınandığı bu günlerde, şiddetin yalnızca fiziksel bir olgu olmadığını hatırlatmak istiyoruz.

 

Bilinmelidir ki Türkiye’deki tıp fakültesi öğrencileri gerekli hijyen koşullarının sağlandığı bir çalışma ortamı sunulması ve ilgili uygulama hakkında yeterli donanıma sahip olmaları durumunda sağlık hizmeti içerisinde bulunmaktan şimdiye kadar hiçbir koşulda geri adım atmamıştır. İçerisinde bulunduğumuz bu kriz durumunda da böylesi bir tutum kesinlikle söz konusu değildir.

 

Son olarak, intörn hekimlik uygulamalarının da tıp fakültesi müfredatının bir parçası olarak tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimlerinin son basamağı olduğunun altını çizmek isteriz. Ne var ki, içerisinde bulunduğumuzda durumda 13 Mart 2020 tarihinde alınan kararın 3 gün sonra iptali ile tekrardan görev yerlerine çağrılan intörn doktorların bu dönem içerisinde müfredata uygun şekilde bulunmaları gereken ana dallarda eğitimlerini sürdürüp sürdürmeyecekleri konusunda büyük bir soru işareti oluşmaktadır. Bu konuda YÖK’ü, intörn doktorların görev yerlerine dönmesi durumunda müfredat gereksinimlerine uygun eğitimlere tâbi tutulacaklarından ve “yedek işgücü” statüsünde hizmet vermeyeceklerinden emin olmaya çağırıyoruz.

Sonuç

Yukarıda belirtmiş olduğumuz konularda intörn doktorlara uygulanan yaklaşımın en optimal yol olmadığını savunuyor ve YÖK’ü, rektörlükleri, dekanlıkları ve tıp fakültelerinde görev alan tüm öğretim üyelerini bu konuya daha hassas yaklaşmaya davet ediyoruz. Bulaş riskinin bu kadar yüksek olduğu hastanelerde gerekli hijyen ve sağlık önlemleri sağlanmadan, eğitimlerini tamamlamadan çalıştırılmak istenen intörn hekimlerin, bu çağrıya icabet etmemeleri durumunda sözlü şiddete ve mobbinge mağruz bırakılmasını doğru bulmuyoruz. Bu konularda herhangi bir eylem alınmaması durumunda ise neden eylem alınmadığına dair ilgili makamları açıklama yapmaya davet ediyoruz.

 

[1]https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/situation-reports/20200316-sitrep-56-covid-19.pdf?sfvrsn=9fda7db2_6

[2]https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2020/coronavirus_bilgilendirme_1.aspx

[3]http://www.omu.edu.tr/sites/default/files/idari_izin_konulu_yazimizin_duzeltilmis_hali.pdf